Kış geldi balık mevsimi de açıldı. Aslında haftada iki defa yemek gerekiyor. 2 defa olmasa da 1 defa yapmaya çalışıyorum.
Tarifi çok basit tabiki de arşivde bulunsun istedim.
MALZEMELER:
1 KİLO ayıklanmış istavrit yereti kadar mısır unu ve buğdayunu tuz kızartmak için ayçiçek yağı
Unlar ve tuz karıştırılır. Tavaya az yağ dökülür. Balıklar una bulanıp kızgın olan tavaya dizilir. Piştiğinde Düz bir kapak yardımı ile arka tarafları çevrilir . Pişirilir.
Son zamanlarda balık olduğunda evimizde mutlaka bu tatlıda oluyor. yapımı çok basit. yiyenler ilk başta ne olduğunu anlayamıyorlar. söylediğimde çok şaşırıyorlar.
Malzemeler:
350 gr kakaolu tahin helvası yaklaşık 1 su bardağı süt
helva ara ara süt konarak patates ezici ile iyice ezilir. servis edilecek ısıya dayanıklı bir kaba konup 200 derecede pişirilir. yaklaşık 25 dk. serviz esnasında üzerine pudra şekeri serpilebilir. yada vanilyalıu dondurma konabilir.
Havalar soğumaya başladı malesef ki girip mevsimi açıldı tabi. Ortalıkta da Domuz gribi vakaları. istanbuldaki okullarda da görüldü. Napıcaz nasıl korunucaz aşı olsakmı olmasakmı? hem kendimiz hem çocuklarımızı nasıl koruyacaz bilemiyorum vallahi.
Bu gün bir veli aradı okulları tatilmiş çocuğu bizim merkezimize de devam ediyor ve soruyo sizde tatilmisiniz diye. bende hayır dedim ve sordum hangi okula gidiyo çocuğunuz diye söylemedi ısrarla. Gelde sinir olma kavgamı ediceksin napıcaksın gelmesin dinlensin çocuk dedim. Madem hasta çocuk ve gittiği okul tatil olmuş domuz gribi yüzünden ısrarla hangi okula gittiğini niye saklıyorsun ki ? böyle işte aman bana gelmez bişi olmaz diyoruz bazen ama aslında ne kadar yakın tüm tehlikeler farkında olmuyoruz.
Bende faranjit oldum yine daha yeni düzeliyordum ki yine tekrarladı ağlanacak halimize gülüp birbirimizle dalga geçiyoruz arkadaşlarla domuz gribimi oldun falan diyee....
Hasta iken daha bi çok istiyor canım çorba nedense. yaz sıcağında çok fazla çorba yapmıyorum ama kış geldimi mutlaka olur çorbamız. En çokta şöyle tavuk yada et sulu bol limonlu ezogelin olursa bana deymeyin keyfime. İçince biran sanki iyileştiğimi hissediyorum.
MALZEMELER
1 Su bardağı kırmızı mercimek Yarım su bardağı sarı mercimek ( olmasada olur ) 1 adet ortaboy soğan 1 adet domates 2 su bardağı et yada tavuk suyu 1 çorba kaşığı pirinç 1 çorba kaşığı iri bulgur tuz nane ve istenilen baharatlar
yemeklik doğranan soğanlar yağda kavrulur. içine küp doğranan domatesler eklenip biraz daha kavrulur. mercimekler eklenip et yada tavuk suyu ve mercimeklerin üzerini 2 pArmak daha aşacak kadar su eklenip kaynatılır. Suyunu çekip mercimekler piştiğinde pirinci ve bulguru eklenir biraz daha sıcak su ilavesi yaplıp pirinçler pişene kadar kaynatılır. en son ocaktan indirmeden tuzu ve nanesi ilave edilir.
Geçen günlerde Sinangil Kurumsal İletişim departmanından şöyle bir mail aldım. Belki başka blog arkadaşlarımada gelmiştir bilemiyorum.
Sayın Betül Hanım,
Sinangil Kurumsal iletişim departmanı olarak “Lezzet Ustalarıyla Buluşma” temalı projemiz için yaptığımız araştırmada internette yayınlamakta olduğunuz “Sihirli Mutfağım” isimli bloğunuzu inceleme imkânı bulduk. Leziz paylaşımlarınızı ve önerilerinizi keyifle okuduk. Biz de Sinangil olarak yüksek kalitedeki ürünlerimizle bir yandan mutfaklarda lezzetlere katkı sağlarken diğer yandan da yeni lezzetlerin keşfi için AR-GE çalışmalarımızı aralıksız sürdürmekteyiz. Bu çalışmalar kapsamında kendi laboratuarlarımızda teknik testlerden geçen ve yine kendi ustalarımız tarafından denenerek onaylanan ürünlerimizi, ayrıca sizin de beğenilerinize sunup değerli fikir ve yorumlarınızı almak isteriz. Bunun yanı sıra, eğer uygun görürseniz yine bu proje kapsamında size özel tariflerinizi ve lezzet denemelerinizi yine sizin adınızla web sitemizde “sizin tarifleriniz” bölümünde yayınlamak isteriz.......
Cumartesi günü paketim gelmiş Md yrd arkadaş bugün ulaştırdı elime :) İçinde çok güzel unlar var. bir kısmını ben zaten sık kullanıyorum ama kullanmadığım yeni ürünlerde var şimdi sabırsızlanıyorum yeni tarif denemeleri yapmak için..
Kendilerine tekrar teşekkür ediyorum.
Eveeet bu bıcırıklar da Esin& Ömer'in Ömeri ve Asya&Efe'nin Efesi. Kendilerini bi karede yakalamak mümkün olmadı malesef. Özellikle Kağanı oturtup resim çekmenin mümkünü olmuyor. Pazartesi günü uzun zamandır istediğimiz şeyi Esinlerde gerçekleştirdik. Üç hareketli çocukla baş etmek çok zordu gerçekten. Özellikle Kağan ve Ömerin birbirine üstünlük sağlamaya çalışması onları kavgasız oynatmaya çalışmak bi hayli zor oldu. neyse alışacaklardır birbirlerine daha sık görmeye başlayınca..
Esincim güzel mamalar için çok teşekkürler annenin ve senin ellerine sağlık.
Cumartesi sabahuı kahvaltıya içi boş yaptım . İçiboş ama lezzeti harika. özellikle reçelle nefis oluyo. Fazla yememekçin kendimi zor tuttum. Verdiğim kiloları sanki yavaştan yavaştan alıyomuşum gibi geliyo. havaların soğumaya başlaması ile birlikte yeme isteğim de artıyor benim nedense hiç hoşuma gitmiyor :(
Kağan biraz rahatsız öksürüyordu. Doktorundan randevu aldım oda 17:45 olunca Kahvaltıdan sonra etrafı toplayıp Kağanı uyuttuktan sonra babasına bıraktım :) ben çok sevdiğim arkadaşıma öğle çayına gittim. Aynı zamanda elti sayılırız. Onunda artık bir bloğu oldu DENİZANASIMUTFAKTA :)) Giderken onlarada içi boş lardan yapıp götürdüm. Rahmiyede sağolsun nefis şeyler hazırlamıştı. Güzel keyifli bir kaç saat geçirdik. her şey için teşekkür ederim canım ellerine sağlık...
MALZEMELER:
3 adet yumurta 1 su bardağı yoğurt 1 tatlı kaşığı tuz aldığı kadar un 1 paket kabartma tozu yada 1 tatlı kaşığı karbonat
Tüm malzemeler karıştırılıp yavaş yavaş un ilavesi ile kulak memesi yumuşaklığında bir hamur elde edilir. merdane ile 1 cm kalınlığında açılıp istenilen şekilde kesilerek kızgın yağda kızartılır.
Kağan sabahları uykudan uyandığında - Anne Bana kek dapsanaaaaa diyo. Bakıcısı yani Meltem halası da öğrendi artık Kağanın huyunu besleyici kekler yapıyo ona gerçi ama benim içim yinede her sabah öyle dediği için el vermiyordu. Dün akşam her işimi bitirip Kağanı uyuttuğumda saat 22:00 yi gösteriyodu. Elim dolaba gitti geldi gitti geldi yapsammı yapmasammı diye çünkü gerçekten çok yorgundum ama dedim oğluşuma herşey değer... Sıvadım kolları kek yaptım. Keki fırına koyduğumda 22:30 du.
O fırında pişerken ben üst kattaki canım arkadaşımın aynı zamanda kayınvalidelerimiz kardeş oluyorlar :) yeni bebeği oldu ismi Arda Efe onu görmeye çıktım. Öyle tatlı öyle güzel kokuyorki... biraz oturup Arda Efeyi uyuttum kekim artık pişmiştir eve ineyim dedim. Kapıyı açtığımızda apartmanın her yerini mis gibi koku sarmıştı. Selime Burun hakkı bende istiyorum dedi :) kekin çeyreğini Selimeye çıkardım yarısını Kağanla bakıcıya gönderdim yarısını eşim şirkete götürdü kendime de 2 dilim ayırmıştım ki işe getireyim diye fakat Kağanı araba koltuğuna oturttuğum gibi kek istiyom diye tutturdu ona koyduğum koca dilim keki kesemiyeceğime göre kendime ayırdığım 2 dilimcik kekide oğluşum yedi :)
Ben tadına bakamasamda görüntüsü dokusu çok güzel bir kek oldu. tavsiye ederim.
MALZEMELER:
4 yumurta 1,5 bardak toz şeker 1 su bardağı süt 1 çay bardağı sıvı yağ 2 bardak SİNANGİL FINDIK AROMALI UN 1 bardak iri kıyılmış fındık 1 çay bardağı keçiboynuzu pekmezi 3 çorba kaşığı kakao 1 fiske tuz
İlk önce tüm kuru malzemeleri bir kapta karıştıralım. ayrı bir kapta yumurta ve şekeri krema kıvamına gelene kadar çırpalım. Sonra sırası ile sıvıyağ, süt, pekmez ve kuru malzemeleri katıp homojen bir karışım elde edelim. en son fındıkları katıp karıştıralım. Yağlanmış kalıba döküp 180 derecede batırdığımız kürdan temiz çıkana kadar pişirelim. yaklaşık 45 dk oluyo bu sürede.
AFİYET OLSUN
NOT: BU ARADA DEVLETŞAH'A Bİ UĞRAMANIZI ÖNERİYORUM ÇEVİRDİĞİ DOLAPLARDA BENDE VARDIM İZLEYİN BAKALIM :)
Şüphesiz faydaları saymakla bitmez bulgurun. Hamileyken folik asit yönünden zengin olduğundan doğumdan sonra da süt yapıyor diye bol bol tüketmişimdir. Protein bakımından yüksek olduğundan pirinç pilavına herzaman tercih etmişimdir bulgur pilavını. Oğlum da nedense bebekken yerdi ama şimdi yediremiyorum. İnşallah tekrar yemeye başlar.
Bazen sade, bazen yeşil mercimekle ( Müceddere Pilavı ) bazen de bu şekilde sebzeli olarak yaparım. Ben her türlüsünü çok seviyorum.
MALZEMELER:
2 su bardağı Pilavlık bulgur ( ben en çok REİS markasını seviyorum) 1 adet soğan 1 adet patates 2 adet sivri biber 2 adet domates 1 kaşık biber salçası 2 kaşık tereyağ sıvıyay tuz su
İlk olarak yemeklik doğranan soğanlar yağda sotelenir. Robotta çekilen yada rendelenen domatesler ve biber salçası eklenir. Küp Küp doğranan patatesler eklenip kavrulur. İnce kıyılan sivri biberler eklnip bir iki karıştırıldıktan sonra bulguru eklenir bir dk kadar karıştırılarak kavrulur. Tuzu ve yeterince kaynamış su eklemesi ile pişmeye bırakılır. Suyunu iyice çektiğinde bulgurlar diri ise az su ilavesi yapılabilir. En son altını kapattıktan sonra alt üst edilip 10 dk demlenmeye bırakılır.
AFİYET OLSUN..
NOT: Televizyonda usta bir aşçıdan pirincin yıkanması gerektiğini ama bulgurun asla yıkanmaması gerektiğini dinlemiştim. Ben o günden sonra yıkamıyorum bulguru.
Açıkçası babamın vefatından sonra üzerimdeki rehaveti yeni yeni atmaya çalışırken Leziz Dergisi Genel Yayın Yönetmeni İnci ÖZGÖZ Hanımın gönderdiği bir mail bu dönemi daha çabuk atlatmama yardımcı oldu. Kendisi benimle Leziz Dergisi Kasım yada Aralık sayısı için çekim yapmayı önerdi.
Ben maili okuduğumda bir an inanamadım çok sevindim. Panikte oldum tabi. Kendisine çok heyecanlandığımı söylediğimde İnci hanımda bana bunun çok güzel birşey olduğunu eğer ki heyecanlanıyorsam işimi çok severek yaptığımı söyledi. Bu sözler bana çok cesaret verdi :)
Bana üç kategori sundu ben "Çay ve Kahve Saatini" hiç düşünmeden kabul ettim. İlk önce mönüyü ardından da çekim tarihini belirledik. Tarih yaklaştıkça heyecanımda arttı. Süslemeler nasıl olacak, yeni tabaklar almalıyım falan diye...
veee perşembe günü çekimi yaptık. İnci hanım ve iki fotoğrafçısı ile keyifli bir beş saat geçirdik. 7 çeşit çok güzel çay saatine uygun yemekler hazırladım. Bir önceki gece dörtte yatmanın ve yedide kalkmanın benim için hiç önemi yoktu çünkü çok mutluydum. Severek keyif aldığımı bir işi yapıyor olmanın sevinci çok ayrı birşey.
Fotoğrafları görünce gözlerime inanamadım. Bu yiyecekleri benmi yaptım diye düşünüyor insan öyle güzel fotoğraflıyorlar ki .. En kısa zamanda yemek fotoğrafçılığı kursuna gitmeyi aklıma koydum :)
Evet arkadaşlar şimdi bende en az sizler kadar heyecanlıyım. Leziz Dergisi Kasım sayısını dört gözle bekliyorum..
Karadenizliler iyi bilirler bu lezzeti. Müthiş bişeydir. Heleki körpe patlıcandan yapıldımı tadına doyum olmuyor. Nerden kimin aklına gelmişte yapmış bilmiyorum ama iyiki de yapmış. Patlıcan bana göre zaten mükemmel bir sebze. Her türlü severek tüketirim.
MALZEMELER
4-5 Adet patlıcan 2 adet yumurta yeteri kadar buğday ve mısır unu kızartmak için sıvıyağ tuz
Patlıcanları alacalı soyup yelpaze şeklinde keselim. Tuzlu suda kaynadıktan sonra 5 dakika daha haşlıyalım. Sularını hafifçe sıkıp patlıcanları ayıralım kesilen yerlerinden.
Ayrı tabaklara pane için un, yumurta ve mısır ununu yan yana koyalım.Tavaya az yağ koyup kızdıralım. Patlıcanları teker teker önce una sonra yumurtaya sonra mısır ununa bulayıp arkalı önlü kızartalım. Sarmısaklı yoğurt ile servis edelim. sevmeyenler için Sarmısaksız yoğurtda olabilir..
Benim kurtarıcımdir herzaman. Yemek olmadığında çabucak hazırladığım bir üçlü. Yanına da birde salata ekledim mi tamamdır herzaman.
MALZEMELER:
Yarım kilo biftek ( jülyen kesilecek) 1 adet soğan 250 gr mantar 100 gr krema 3 kaşık sıvıyağ 1 kaşık tereyağ karabiber pul biber tuz kekik
Etleri yağsız olarak teflon tavaya alıp suyunu salıp çekene kadar kavuralım. ayrı bir yerde wok tava olursa daha iyi olur sıvı yağ ve tereyağı kızdırıp jülyen doğranmış soğanı kavurmaya başlayalım. İçine saplarını kesmeden doğradığımız mantarları ekleyelim kavurmaya devam edelim. Öteki tarafta ön kavurma yaptığımız etlerimizi de bu karışıma ekleyip kavuralım. Tuzunu ve baharatlarını ekleyelim en son kremamızı döküp kısık ateşte pişirelim. İndirmeden önce ocağın altını açalım ki suyunu iyice çeksin.
PATATES PÜRESİ
4 Adet büyük patates 100 gr tereyağ 2 su bardağı süt tuz, beyaz biber veya karabiber
patateslerin kabuklarını soyup küp küp doğrayalım. Tuzunu ve sütüde patateslerle birleştirip iyice yumuşayana kadar pişirelim. Eğer ki süt ilavesi az gelirse su ekleyebilirsiniz arada. Patatesler iyice ezildiğinde tereyağını ekleyip ezici ile ezelim. Tekrar ocağın üzerine alıp artı süt ilavesi ile kendinize göre ayarlayabiliriz kıvamını kavurup karabiber yada beyaz biber ile tatlandıralım.
ŞEHRİYELİ PİLAV
Pilav olayı çok kolaymış gibi görünür ama zordur aslında. Her pirince göre su oranı değişkendir. Genelde bire iki dir ölçü ama eğerki pirinci önceden sıcak suda bekletmişsek bu ölçü bire bir yada bire bir buçuk olabilir. Çok zorlanır ve çekinirim bu tarz tarifleri verirken. Ben mesela asla suda bekleterek yapmam pilavı ölçü işi bana göre değildir ve nezaman bekleterek yapsam taneden lapaya geçiş yapmış bir pilav olur. O yüzden hiç bekletmem pirinci.
vereceğim tarifte de bire iki olarak veriyorum ölçüyü baktınız ki suyunu çekti ama pirinçlerin ortası beyaz şekilde kaldı kaynamış su ilavesi yapabilirsiniz. Unutmayın ki pilavı asla karıştırmayın pişerken yoksa pirincin içindeki nişasta ortaya çıkar ve pilavınız lapa olur. sadece altını kapattığınızda bir alt üst edin ve dinlenmeye bırakın.
2 Su bardağı pirinç yarım çay bardağı arpa şehriye ( selva markayı tavsiye ederim) tereyağ ve sıvıyağ ( yağ oranını yazmıyorum çünkü herkese göre değişir) 4 su bardağı su
Tereyağ ve sıvıyağ eritilip şehriyeler altın renginde olana kadar kavrulur. Pirinçler ve tuzu ilave edilip kavurmaya devam edilir. Pirinçler iyice şeffaflaşınca kaynamış suyu ilave edilerek kısık ateşte suyunu çekene kadar pişirilir. altın kapatılıp alt üst edilir ve dinlenmeye bırakılır.